İlerici güçlerin irtica ile mücadelesi bir asırdan fazladır sürmektedir. Türk aydınlanması mesafe kat etmiş olmasına rağmen gericiler de boş durmazlar. İrtica kelimesinin ortaya çıkışı 31 Mart ayaklanmasına dayanmaktadır. 2. Meşrutiyet'in ilanı ve Mebusan Meclisi'nin açılmasının yarı demokratik ortamından faydalanan gerici meşrutiyet karşıtları gazetelerinde meşrutiyete karşı şiddetli eleştiriler yapmaktaydı. Miladi takvime göre 13 Nisan 1909 'da yaşananlar Rumi takvime göre 31 Mart 1325' de yaşandığı ve Osmanlı Devleti Rumi takvimi kullandığı için 31 Mart vakası (İrtica-şeriat ayaklanması) olarak adlandırılmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra (23 Temmuz 1908) meşrutiyete karşı olanlar, 13 Nisan 1909 günü isyan ettiler. Yenileşme ve ilerlemeye karşı yapılan bu isyan kısa sürede büyümüştür.
Rumi takvime göre 30 Mart'ı 31 Mart'a bağlayan gece Taşkışla'daki (Maçka) Avcı taburunda bulunan askerler isyan ederek subaylarını hapsetmişler, Taksim-Topçu Kışlası (AKP'nin ısrarla yapmak istediği şeriat kışlası), Davutpaşa Kışlasındaki 5-6 bin askerin katılımıyla Ayasofya Meydanı'na ''şeriat isteriz, padişahım çok yaşa'' diyerek yürümüşlerdir, meydanda yüzlerce medrese hocası ve öğrencisi de onlara katılmıştır. Mektepli subayların orduyu frenkleştirdiği, dinin elden gittiğini belirten konuşmalar yapmışlardır.
Mebuslar Meclisi basılmış, isyanın ilk günü hükümet istifa etmiş, isyancı askerler ve softalar yedi gün süre ile İstanbul'a hakim olmuştur. Bir milletvekili, bir Nazır ve tespit edilemeyen sayıda (en az 44) asker ve sivil hayatını kaybetmiştir.
Kısa bir süre içinde İstanbul'un tüm semtleri isyancı erler tarafından kontrol edilmeye başlanmıştır. Sokaklarda silah atmışlar, frenk gömleği giyenleri tartaklamışlar, Türk kadınlarının Beyoğlu semtine girişini yasaklamışlardır. Gemi kaptanı deniz binbaşı Ali Kabuli beyi Abdulhamit'e götürerek öldürmüşlerdir.
İsyan Selanik şehrinde bulunan 3. ve Edirne şehrinde bulunan 2. Ordu ve Rumeli halkından oluşan gönüllülerin kurduğu Hareket Ordusu tarafından bastırılmıştır. Miladi takvime göre 23 Nisan gecesi Hareket Ordusu İstanbul'a girmiş, üç gün süren çarpışmaların sonucunda sıkıyönetim ilan edilmiştir. İsyancıların en yoğun direnme noktaları Taşkışla, Davutpaşa ve Taksim-Topçu Kışlası olmuştur. (AKP rejiminin tekrar yapmak istediği Gezi olaylarına sebep olan şeriat kışlası) Topçu Kışlası kanlı çarpışmaların sonucunda o gün tamamen yıkılmıştır. Yıldız sarayı iki gün sonra temizlenmiş, isyanı desteklediği düşünülen II. Abdülhamit tahttan indirilmiştir.
Hareket Ordusu'nun Kumandanı önce Hüseyin Hüsnü sonra Mahmut Şevket Paşa, Kurmay Başkanı (Kolağası) önce Mustafa Kemal, İstanbul'a girilince İsmail Enver'dir. Mustafa Kemal İstanbul'a geldiğinde Hüseyin Hilmi Paşa imzasıyla İstanbul halkına ordunun amacını açıklayan bir beyanname dağıttırmıştır. Kurmay Heyeti içinde İsmet (İnönü), İsmail Hakkı gibi dönemin birçok önemli ismi yer almıştır. Hareket Ordusu ismini Mustafa Kemal vermiştir.
Foto: Şişli Abide-i Hürriyet anıtı
( 31 Mart vakasında hayatını kaybedenler için yaptırılmıştır, 23 Mayıs 1911 tarihinde açılan anıtta 2 subay ve 42 askerin cenazesi bulunur.)