Türkiye'nin kirlenen siyaseti, siyasi kirlilik, siyasetin çevre, ekonomi, sosyal hayat dahil hayatın her alanını kirletmesi seçim süreçlerinde daha net görülebiliyor.
Sosyal kirlilik; Halkın çoğunluğu siyasetin ilişkilerini olumsuz etkilemesine izin vermiyor. Azınlık da olsa bir kesim hayatına-ilişkilerine siyasete göre yön veriyor.
Çevresel kirlilik; Seçim dönemlerinde ülkede deyim yerindeyse çevre felaketi yaşanıyor. Pankartlar, bayraklar, flamalar her tarafa asılmış, bazen yerlere atılmış vaziyette. Mitinglerden arda kalan tonla çöp, çarşının, şehir meydanlarının her tarafının kuşatılması yetmiyor, mahalle aralarında bangır bangır siyasi parti müzikleri, kirlilikten kaçışınız yok.
Ekonomik kirlilik; Bu kadar siyasi çalışma hangi parayla yapılıyor, kimse sormuyor. Belediye başkanları, iktidar, terör destekçilerinin hazine yardımının çok çok üzerindeki harcamalarının finansman kaynağı neresidir, sorulmuyor, denetlemenin zayıf ve baskı altında olduğu izlenimini veriyor.
Siyasi kirlilik; Demokrasi ve kutuplaşmanın önlenmesi açısından ittifak-paylaşım-iletişim önemli olabilir. Son dönemlerde kaset-ifşa-bel altı vurma durumları her seçimde görülmeye başlandı, muhalefet parti başkanının kasetle iş başına gelmesinin arka planı da henüz aydınlatılamadı. Meclis'in önümüzdeki döneminde 3 hatta 4 farklı terör örgütünün destekçilerinin mecliste yer alacak olması modernleşme-çağdaşlaşma hedefindeki ülkenin geleceğine zehir tohumlarının ekilmesi demek.